1989-1992 arası Londra’da MBA yaparken çok dikkatimi çeken iki perakende sistemine rastladım. Bir oda kiralamıştım ve ampule ihtiyacım oldu. Caddede bir elektrik malzemesi satan yer tarif ettiler, gittim. Çok ufak bir yerdi, 50 m2 vardı yada o kadar bile yoktu.

Duvarda kocaman tüplü TV vardı ve tezgahtar bilgisayardan ampul yazı, TV ekranında ellerinde ki ampul markaları ve fiyatları çıktı. İnanamadım sadece 6-7 marka vardı. Her Türk gibi en ucuzun bir üzerinde ki markayı seçtim.
Parasını ödedim ve tezgahtarın arkasında ki asansörden ampulüm geldi. Daha sonra defalarca alışverişe gittim ve ne aradıysam buldum. Ufak showroom olmasına rağmen bodrumda devasa bir depo vardı. Türkiye’de bu sistem kesinlikle tutar. Ufak showroom; ucuz kira, dekorasyona az para harcamak demektir. Depo sistemi hırsızlığı engeller, personel sayınızı azaltır.
Fikir alacağınız insanlar hemen size bu sistemin Türkiye’de neden tutmayacağını söylerler hatta büyük bir zevkle söylerler. Türk insanının ortak sorunu bir işin nasıl yapılacağını değil neden yapılmayacağını söylemeye bütün enerjisini harcamalarıdır. Bu sistemi tüm kategoriler de uygulayabilirsiniz. İş modeli basit ve karlı, hem satıcı hem alıcıya fayda sağlıyor. Pahalı caddelerde küçük satış noktaları kiralayın, alt katta ki veya çok yakın bir depo kiralayın, müşterilerinizin siparişlerini alın, hemen teslim edin. Bu sistemi BİM, A101, ŞOK gibi sokak aralarında da yüzlerce kurabilirsiniz. İyi iş fikirlerinden üreteceğiniz mükemmel iş modelleri ile başarılı olursunuz.